Türkçe
dersi Teog başta olmak üzere tüm sınavlarda belirleyici derslerden biridir. Türkçe konuşmak, Türkçeyi ve onun
kurallarını bilmek için yeterli değildir. Bu yüzden Türkçe dersi asla hafife
alınmamalıdır. Üzerinde hassas bir şekilde durulmalıdır.
Türkçe dersini, "Dil Bilgisi" ve
"Anlam Bilgisi" olmak üzere iki bölümde ele almak daha uygun olur.
Kişinin anlama ve yorumlama gücünü geliştirdiği için bu derste başarılı olmak,
diğer derslerdeki, özellikle sözel derslerdeki başarıyı olumlu yönde
etkilemektedir. Doğru cevabı bulmak; soruyu doğru okumaya, doğru anlamaya ve
doğru yorumlamaya bağlıdır.
Kitap
okumak insanın yorum yapabilme yeteneğini, anlama gücünü ve kelime hazinesini
geliştirir. Bu yüzden kitap okumak Türkçe sorularını cevaplandırırken çok
önemlidir.
Türkçe sorularının yaklaşık % 80'i
"Anlam Bilgisi" sorusudur. Bu soruları daha hızlı ve hatasız
çözebilmek için bol bol kitap okumamız gerekir.
Anlam
bilgisi soruları öğrencilere kolay gelen sorulardır ama öğrencilerin en çok
hata yaptığı sorular da yine anlam bilgisi sorularıdır. "
Anlam
Bilgisi sorularını da üç ana başlıkta değerlendirebiliriz: Sözcükte Anlam,
Cümlede Anlam, Parçada Anlam.
"Sözcükte
Anlam" sorularını kolay çözebilmek için sözlük bilgimizin yeterli seviyede
olması gerekir. Bilmediğimiz kelimelerin anlamlarını hemen sözlükten bulup
öğrenmeliyiz. Böylece soruları daha hızlı ve hatasız bir şekilde çözebiliriz.
"Cümlede
Anlam" konusunda cümle yorumu, cümle oluşturma ve cümle tamamlama gibi
sorular gelmektedir. "Cümlede Anlam" sorularını hızlı çözebilmek için
bol kitap okumak soru çözme hızımızı artıracaktır.
"Parçada
Anlam" konusu ise Türkçe dersinin belkemiğidir. Parçada anlam sorularını
çözerken karşımıza bir kez daha kitap okumanın önemi çıkmaktadır. Parçada anlam
sorularının uzun sorular olması ve sürekli zamanla yarış hâlinde olmamız
parçaları bir okuyuşta anlayacak seviyeye gelmemizi zorunlu kılmaktadır. Bu da
ancak kitap okuyarak ve bol soru çözerek olabilir. Parçada anlam sorularını
doğru ve hızlı bir şekilde çözebilmek için dikkat edeceğimiz bazı kurallar vardır:
Parçada
anlam sorularında öncelikle soru kalıbını okuyarak metnin bize ne anlatmak
istediğini anlamalı, soru cümlesinin "bu bilgilere göre" şeklinde
başladığına dikkat etmeliyiz. Böyle başlayan sorularda aklımızda konuyla ilgili
diğer bilgileri, kendi görüşlerimizi bir tarafa bırakmalı metinlerde
verilenlerle karıştırmamalıyız. Metinleri okurken önemli kısımların altını
çizmeliyiz ki tekrar metne döndüğümüzde zaman kaybetmeyelim. Soru kalıbında
olumsuz ifadeler varsa mutlaka altını bir kere daha çizmeli ve bizden istenen
şeyin ne olduğuna dikkat etmeliyiz.
Dilbilgisi
sorularını çözmenin ilk adımı konuyu anlamaktır. Konuyu iyice anlamadan
dilbilgisi sorularını çözmek yanlış olur. Konuyu gerek öğretmenden gerekse
çalıştığımız kaynaktan iyice öğrenmeli varsa bu konuyla ilgili çözümlü soruları
incelemeli ve daha sonra konuyla ilgili testlerin çözümüne geçmeliyiz.
"Verimli Ders Çalışma Yolları" yazının devamında...>
"Verimli Ders Çalışma Yolları" yazının devamında...>
Verimli Ders
Çalışma Yolları
Sınava
hazırlık sürecini planlı ve verimli değerlendiren öğrenciler doğal olarak
amaçlarına ulaşacaklardır. Dileğimiz hepinizin beklentilerinin
gerçekleşmesidir. Uzun yıllar boyunca
yapılan gözlemler başarısızlığın en önemli nedenlerinden birinin planlı ve
düzenli çalışma alışkanlığının eksikliği olduğunu göstermektedir. Bir konuyu
öğrenmek ve bilgilerinizi kalıcı hale getirmek ancak bol soru çözmek, tekrar
yapmak ye planlı çalışmakla mümkün olacaktır.
Öğrenme Nedir?
Öğrenme,
kişinin öğrenme yaşantısı sonucu davranışlarında meydana gelen kalıcı izli
davranış değişikliğidir. Tanımdan da anlaşılacağı gibi öğrenmede "davranış
değişikliği" vardır. Çalışma sonucunda davranış değişikliği
gözlemlenmiyorsa öğrenme gerçekleşmemiş demektir. Öğrenme olumlu yönde
olabileceği gibi olumsuz yönde de olabilir. Önemli olan öğrenilen bilgiler
arasında bağlantı kurabilmektir. Öğrenmede "tekrar ve yaşantı" önemli
bir rol oynamaktadır. Bireyin öğrenmesini sağlayan kişisel ve çevresel etkenler
vardır. Kişisel etkenler yaş, zeka ve genel uyarılmışlık halidir. Zeka ne kadar
yüksekse öğrenme o kadar hızlı olur. Düzenli ve bilinçli yapılan tekrarlar ise
öğrenmede kalıcılığı sağlar.
Hedefe Ulaşmada
Amaç ve Öncelik Belirleme
Etrafınıza
dikkatlice baktığınızda, başarılı kişilerin ne yapmak istediğini bilen,
hedefini önceden belirleyen ve başaracağına inanan kişiler olduğunu görürsünüz.
Bir
şeyi elde etme sürecinde ne istediğini belirlemek yani amaçları oluşturmak ilk
adımdır. Amaçları önceden belirleme, kişide ulaşılması gereken bir nokta
düşüncesini belirler. Kişi o amaca ulaşmak için çalışır. Kısaca amaç belirleme,
çalışmak için itici bir güçtür; çünkü istenilen, varılması gereken bir nokta
vardır. Bu noktaya ulaşmaksa ancak çalışmakla olacaktır. O zaman yapılacak iş
vakit kaybetmeden çalışmaya başlamaktır. Şu anda biz de hayatımızın en önemli
süreçlerinden birine adım atıyoruz. Hedefimize ulaşmamız bu süreci nasıl
değerlendireceğimize bağlıdır.
İnsan
bir şeyi gerçekten istemeye görsün, hiç bir şey aşılmayacak kadar yüksek
değildir.
Hedefe Giden
Yolda Etkin Zaman Kullanımı
Nasıl
Bakarsan Öyle Görürsün!
Fransa'da,
ağır işçilerin işleri hakkında ne düşündüklerini incelemek üzere araştırmayı
yürüten bir görevli, bir inşaat alanına gönderilir. Görevli, ilk işçiye
yaklaşır ve sorar: "Ne yapıyorsun?"
"Nesin
sen, kör mü!" diye öfkeyle bağırır işçi, "Bu parçalanması imkansız
kayaları ilkel aletlerle kırıyor ve patronun emrettiği gibi bir araya
yığıyorum. Cehennem sıcağında kan ter içinde kalıyorum. Bu çok ağır bir iş,
ölümden beter."
Görevli
hızla oradan uzaklaşır ve çekinerek ikinci işçiye yaklaşır. Aynı soruyu sorar:
"Ne yapıyorsun?" İşçi cevap verir:
"Kayaları
mimari plana uygun şekilde yerleştirilebilmeleri için, kullanılabilir şekle
getirmeye çalışıyorum. Bu ağır ve bazen de monoton bir iş, ama karım ve
çocuklarım için para gerekli sonuçta bir işim var. Daha kötü de
olabilirdi."
Biraz
cesaretlenen görevli üçüncü işçiye doğru ilerler. "Ne yapıyorsun?"
diye sorar. "Görmüyor musun," der işçi kollarını gökyüzüne
kaldırarak, "bir katedral yapıyorum."
Bu
hikâyenin enteresan tarafı her üç işçinin de aynı işi yapıyor olmaları. Görmeyi
seçtiğiniz yol sizin tutumunuza bağlıdır. Bugün hava biraz bulutlu mu yoksa
biraz güneşli mi! Güllerin dikeni mi vardır, dikenli dalların gülleri mi!
Bardağın yarısı boş mudur, yarısı dolu mu! Yoksa bardak olması gerekenin iki
katı büyüklükte mi! Seçim size ait.
Hedefe Ulaşmada
Başaracağına İnanmak
Hepimiz
hayatımızda yapmış olduğumuz işlerin başarıyla tamamlanmasını isteriz. Kim bir
işin başarısızlıkla sonuçlanmasını isteyebilir ki? Özellikle de sonuçlanmasını
istediğimiz durum LGS gibi bizim için, ailemiz ve çevremiz için bu denli önem
taşıyorsa!
LGS sadece başarılı olmak için hazırlandığımız bir sınav değildir. LGS aynı zamanda
gelecekteki yaşam standartlarımızı da belirleyen bir ara aşamadır. Aslında bu
ara aşamayı iyi sonuçlandırarak tüm hayatımızda başarılı olmayı da
belirliyoruz. Tabi ki bunlara ulaşabilmek için de başarıyı "hedef"
olarak belirlememiz ve buna gerçekten inanmamız gerekiyor. Bazen içimizden bir
ses bize bunu yapamayacağımızı fısıldar. Bunu duyduğumuzda, hissettiğimizde
etkilenebiliriz. Önemli olan bu etkiyi her zaman pozitif yöne çevirmek,
hedefimize ulaşmakta araç olarak kullanmaktır.
Olumsuz
ifade ya da durum ne olursa olsun; başarılı bir insan olarak bunları
değerlendirip hedefe ulaşmak için alternatifler üretmeliyiz. Çünkü başarı için
gerekli güç içinizde, o fısıldayan sesin hemen yanı başındadır. Bu gücü
harekete geçirmek ise tabi ki sizin elinizde. Kendinize hedefinize ulaşmayı ne
kadar istediğinizi sorun.
"ÇOK"
değil mi? Öyleyse şu egzersizi ses tonunuzu her defasında daha da yükselterek
tekrarlayın:
BAŞARACAĞIM!
BAŞARACAĞIM!
İçinizdeki
gücü hissediyorsunuz değil mi? Tabi ki başarıya ulaşmak sadece bu güçle ve
inanmakla olmayacaktır. Bunlar bizim başarıya doğru yürümemizi, adımlarımızı
atmamızı sağlayan öğelerdir. Başarıya ulaşmak için hedefe doğru yılmadan,
vazgeçmeden yürümemiz adım atmamız gerekecektir. Her adımda, her soruda, her
nette hedefimize daha da yaklaşırız. Unutmayın, mermeri delen de suyun gücü
değil, sürekliliğidir. Bu yüzden hedefe doğru yürürken "süreklilik"
esastır.
Hedefe Ulaşmada
Planlı Çalışmak
Eğer
siz de "derslerimi yetiştiremiyorum, okul dersleri ile LGS'ye hazırlık bir
arada gitmiyor, zaten yazılılar da üst üste geldi, yetişemiyoruuum!!!"
diyorsanız, plansız çalışıyorsunuz demektir.
Peki
böyle bir sorunu nasıl çözümleyebiliriz? Tabi ki plan yaparak!
Plan,
yapılacak işlerin belli bir süre ve düzene sokulmasıdır. Yani hangi derse ne
zaman ve ne kadar çalışacağınızı belirlemektir.
Hedefe Ulaşmada
Planlı Çalışmayı Engelleyen Etmenler
Bu
kadar çalışma yeter.
Ben
yapamam ki!
Bugün
çok yorgunum
Benim
çalışmaya ihtiyacım yok.
Bu
konu çok zor.
Bu
konular hayatta lazım olmaz.
Bugün
zamanım yok.
Yukarıdaki
cümlelerden bazıları ya da hepsi sizin de sık sık kullandıklarınız arasındaysa
artık plan yapmaya başlamalısınız demektir! İşte size plan yapmanın bazı püf
noktaları:
Evinize
gittiğinizde kendinize belirli bir zaman dilimi ayırın ve bu süre içerisinde
dinlenin. Günlük ders çalışma programı hazırlayın ve hazırlarken şunlara dikkat
edin:
Verimli
olarak ders çalışabileceğiniz zaman dilimini ve çalışacağınız dersleri
belirleyin. Zorlandığınız derslerden çalışmaya başlayın, konsantrasyonunuz daha
yüksek olduğundan algılamanızı kolaylaştıracaktır. Çalışırken ders sıralamasının bir sözel bir sayısal olmasına
dikkat edin. Böylece beyninizin sözel ve sayısal alanları eşit şekilde
çalıştığından daha yüksek verim alacaksınız. Ders çalışırken her 45 dakikada
bir 5 dakikalık kontrol tekrarı yapmak, 10 dakika dinlenin. 10 dakikalık
molalar sırasında zihninizi dinlendirecek faaliyetlerde bulunun ancak televizyondan
uzak durun. Çünkü televizyonu açmak, için çok küçük bir enerji yeterlidir ancak
kapatmak gerçek bir mücadeleyi gerektirir.
Hedefe Ulaşmada
Çalışmaya Başlamak ve Sürdürmek
Dikkatin
dağılması sebebiyle çalışma veriminin düşmesi hem ders başında geçen sürenin
uzamasına hem de size keyif veren ve dinlenmenizi sağlayan etkinliklere daha az
zaman ayırmanıza yol açar. Diğer taraftan dinlendirici etkinliklere zaman
ayıramamak da başarının düşmesine neden olur. Bu durumda zihnimizi dağıtacak
etkenlerin ne olduğunu bilmeli ve onları ortadan kaldırmaya çalışmalıyız.
Zihnin dağılmasına yol açan iç sebepler hayal kurmak ve endişelere kapılmaktır.
Ders çalışırken hayal kurduğunuzu fark ettiğinizde bir an durup ne yapmakta
olduğunuzu ve hedefinizi düşünün.
Hedefe Ulaşmada
Dikkat Toplama Yolları
Verimli
ders çalışma için gerekli temel niteliklerden biri de konsantrasyonu
sağlamaktır. Ders çalışırken dikkatimizi çalıştığımız konu üzerine
yoğunlaştırmalı, bütün enerjimizi çalıştığımız konuya vererek ders çalışmayı
öğrenmeliyiz. Konsantrasyon, dikkatin aynı noktaya toplanması, tüm öğrenme
mekanizmalarının aynı noktaya yönlendirilmesi, bütün alıcıların öğrenmeye hazır
hale getirilerek algının en yüksek performansına ulaşması olduğu için, bu
şekilde yapılan bir çalışma çok verimli olacaktır.
Ders çalışırken
şu ve benzeri nedenler dikkatinizi dağıtabilir.
Duygusal
sorunlar,
Fizyolojik rahatsızlıklar,
Önemsiz ayrıntılara takılma,
Öğrenilecek bilgilerin zor ve karmaşık olması,
Çalışma ortamınızın uygun olmaması,
Önemsiz bazı sorunların zihninizi oyalaması
Fizyolojik rahatsızlıklar,
Önemsiz ayrıntılara takılma,
Öğrenilecek bilgilerin zor ve karmaşık olması,
Çalışma ortamınızın uygun olmaması,
Önemsiz bazı sorunların zihninizi oyalaması
Plansız ve
düzensiz çalışma
Önemli
olan dikkatimizin dağıldığının farkına varıp zihnimizi tekrar çalıştığımız konu
üzerine yoğunlaştırabilmektir. Bunun için de aşağıdaki yöntemleri
deneyebilirsiniz. Çalışmaya başlamadan önce, kendinize çalışma sonunda
gerçekleştireceğiniz bir hedef belirleyin. Çalışılan konuya ilgi ne kadar
yüksekse öğrenme o kadar kalıcı olur, bu nedenle yapacağınız çalışmayı sevin.
Çalışmalarınızda daha önce hazırlamış olduğunuz plana mutlaka uyun.
Bir
konuyu çalışırken okuyun, yazın, anlatın kısacası birden fazla öğrenme
etkinliği kullanın. Çalışmaya başlamadan
önce iyice dinlenin ve mümkünse planlanan saatler içinde çalışma masanızdan
kalkmayın. Başarısızlık korkusunu yenmenin yolu kendine güvenmektir. Kendinize
güvenin ve yeterince çalıştığınız takdirde bu sınavı başaracağınızı unutmayın.
Hedefe Ulaşmada
Tekrarın Önemi Nasıl Tekrar Yapmalıyız?
Belli
bir süre sonunda öğrenilen bilgiler unutulur bu gayet doğaldır. Ancak LGS gibi
hazırlık aşaması uzun bir süreçte gerçekleşen sınavlarda yapılan periyodik ve
bilinçli tekrarlar unutmayı minimal düzeye indirir. Araştırmalar göstermiştir
ki:
45
dakikalık çalışma sonunda yapılan 5 dakikalık tekrarlar öğrenilen bilgilerin 1
gün, 1 günlük çalışma sonrasında yapılan 10 dakikalık tekrarlar öğrenilen
bilgilerin 1 hafta ,1 haftalık çalışma sonunda yapılan 20 dakikalık tekrarlar
öğrenilen bilgilerin 1 ay ,1 aylık çalışma sonunda yapılan 30 dakikalık
tekrarlar öğrenilen bilgilerin uzun süreli
İSOAT
Etkin
okuma olarak tanımlayabileceğimiz İSOAT yöntemi 5 adımda gerçekleşir. Bir
bilginin öğrenilmesi kadar uzun süreli hafızada saklanabilmesi de önemlidir.
Hafızada tutabilmek de düzenli tekrarlar ve öğrenilen bilgiyi anlamlı hale
getirmekle mümkün olacaktır. İSOAT öğrencinin aktif olarak öğrenmesini
sağlaması, beyninde soru işaretleri yaratıp cevaplarını bulmaya yönlendirmesi,
öğrenilen bilgiyi kullanmasını ve düzenli tekrar yapmasını sağladığı için
öğrenme etkinliklerinde kullanılması gereken çok önemli bir yöntemdir. Şimdi bu
yöntemin adımlarını tek tek inceleyelim.
Bu
adımda yapılması gereken 5 dakikalık bir süre içerisinde konunun ana hatlarını
okumak, göz gezdirmektir. Burada önemli olan konunun tamamını değil,
başlıklarını, altı çizilen ya da koyu yazılan cümleleri, ana hatları ile okumak
resim ya da şemaları gözden geçirmektir.
Bu
adımda izle basamağında yaptığınız hızlı okuma verilerine dayanarak konuyla
ilgili soru oluşturmak temel amaçtır. Anlatılan ya da okunan bir konuyu
anlayabilmek için aklınızda sorular oluşturmanız gerekir. Eğer okuduğunuz metne
ilişkin aklınıza soru işaretleri oluşmadıysa yeterince anlayamamışsınız
demektir. Bu durumda l.adım olan "izle" basamağına geri dönmelisiniz.
Konu başlıkları, benzerlik ve farklılıklar ve konuda geçen tanımlar muhtemel
sınav sorularıdır, bu soruları bir kağıda not almanız yerinde olacaktır. Bu
adım yaklaşık 5 dakika sürmelidir.
Bu
adımda bir önceki "sor" basamağında çıkarmış olduğunuz soruların
cevaplarını bulmalı ve bir kağıda not almalısınız. Okumuş olduğunuz konudaki
ana fikirlerin, işaret kelimelerin dikkatinizi daha çok çekebilmesi için altını
çizin ya da yanlarına bir işaret koyun (küçük bir yıldız, ünlem vb.). Sonuç
olarak, her zaman, özetle vb. kelimelerin ardından önemli bir açıklama
geleceğini unutmayın. Bu adım çalıştığınız konunun içeriğine göre yaklaşık 20
dakika sürmelidir.
Bu
adımda önünüzdeki metne bakmadan "sor" basamağında çıkardığınız
sorular ve "oku" basamağında aldığınız notlara dayanarak konuyu sanki
karşınızda sizi dinleyen birileri varmış gibi yüksek sesle anlatın. Öğrenilen
bilgilerin yarısından çoğunun ilk bir saatte unutulduğunu göz önüne alırsak
"anlat" basamağındaki tekrar, öğrenmenin kalıcı olması için büyük
önem taşımaktadır. Bu adımda önünüzdeki kitabı ve aldığınız notları kaldırıp
konuyu kendi kendinize anlatmaya çalışın. Unutmayın ki yeterince öğrenmediğiniz
bilgileri anlatmanız mümkün değildir. Bu nedenle yapılan tekrarlar varsa,
eksiklerinizi görmek ve tamamlamak açısından oldukça önemlidir.
Hedefe Ulaşmak
İçin Olumsuz Düşüncelerden Uzaklaşın
Girmiş olduğunuz sınavı kendiniz için bir "olmazsa olmaz" haline getirmek sınav hakkında
olumsuz düşüncelere kapılmanıza neden olacaktır. Bu tür düşünceler kendinize
olan saygınızı kaybetmenize ve kendinizi değersiz görmenize yol açabilir. Bunun
yerine sınavı kazanmanın tek seçeneğiniz ve son şansınız olmadığını kedinize
kabul ettirin, doğru olan da budur. Geçmişteki başarısızlıklarınızı değil,
başarılarınızı düşünün. Bu size itici bir güç sağlayacaktır. Kendinize güvenin
ama bunun için nedenleriniz olması gerektiğini unutmayın!
Başarısızlıklarımıza
hayıflanmak yerine nedenlerini bulmaya çalışın. Aynı nedenlerin yeni
başarısızlıklara yol açmasına izin vermeyin. Sınav başarınızla kişilik
değerinizi eş görmeyin. Unutmayın ki sınavlarda uygulanan kişilik testleri
değil, bilgi ve başarı testleridir. LGS ciddi bir hazırlık gerektiren, zaman
zaman stresi de beraberinde getirebilecek bir süreçtir. Bazen enerjinizin
tükendiğini hissedebilirsiniz. Böyle durumlarda paniğe kapılmayın, çünkü panik
sadece öğrenmenizi engeller. Kendinize bu tür endişelerin sadece zaman kaybı
olduğunu tekrarlayın ve ders çalışmaya devam edin.
uzun zamandır buraya birşey yazmıyosunuz yazıcak bişey kalmadı sanırım
YanıtlaSilanladım kalmamış
YanıtlaSilPınar diyor ki:
YanıtlaSilBence türkçede en iyi çalışma yöntemi ezberleme ile yapılmalıdır çünkü ezberlerseniz aklınızda kalır ve sizin için iyi olur.
Arz ederim.
aksini düşünüyorum
SilTürkçe öğretmeni yolunda uygulayıp tecrübe ettiğiniz şeyler mi bunlar?Yoksa öğretmen olarak söyleniz gerektiğine inandığınız şeyler mi?
YanıtlaSilİnsanın ömrü her şeyi tecrübe etmeye yetmez, bu doğru olanı söylemeye engel değildir. Yukarıdaki önerileri uygulamadan başarılı olabiliyorsa bir öğrenci tebrik ederiz. Herkesin kendine özel bir çalışma tarzı elbetteki olabilir.
SilTürkçe Ders Notları
Her şeyi tecrübe etmeye yetmeyen ömrünü doğruyu söylemekle geçiren öğretmenim bana inandığı için önerileri uygulamadan başarabiliyorum. Çalışma tarzım yok benim inandıklarım var.
Sil